Ali Köroğlu - Okumak Mı, O Da Nedir?
Okumak Mı, O Da Nedir?
Okumak bizde genellikle bir okulda
okumayı akla getirir. Mesela sizlere “Okuyor musunuz?” sorusunu sorsam kaçınızın
aklına “kitap okumak” gelir? Okul, okumanın temelinde değil tam tersine okumak
okulun temelinde bulunmaktadır. Yani biz okuduğumuz, okuyabildiğimiz için okul
vardır. Okul bizi bir düzene sokar, nasıl yapılmasını öğretir. Bütün
bilgilerden azar azar gerektiği kadar verir. Ama kitaplar öyle değildir. Kitaplar
bize ne istersek onu verirler. Hangi kapının ardında neyi merak ediyorsak onun
anahtarını sunarlar bize, hangi maceraya atılmak istiyorsak oraya ulaşmak için
yeri geldiğinde bir at yeri geldiğinde bir gemi yeri geldiğinde bir uçan balon
verirler. Öğretmenlerimiz bizlerin ellerinden tutup yol gösterirler ama
kitaplar bizim arkadaşlarımızdır. Onlarla omuz omuza verir türlü türlü
maceralara atılırız. Okul bir nehir veya bir göl ise kitaplar bizlere bir deniz
bir okyanus olurlar. Okul bize evimiz için temel atar ama evimizin kaç katlı
olmasını biz belirleriz. Kimimiz üç katlı, beş katlı bir ev yaparken kimimizin
gözü yükseklerdeki gökdelenlere doğru dönmüştür. İşte bu evimizin katlarını
ancak kitaplarla, okumakla atabiliriz.
Neden okuyoruz? Çünkü daha çok
okuyarak öğreniyoruz. Okudukça biliyor, bildikçe etrafımızda olup bitenleri
anlayabiliyoruz. Araştırıldığında görülecektir ki dünyada okumadan bir şeyleri
başarmış insanların sayısı çok azdır. Bizlerde her zaman okumadan başarmış
kişiler kadar kısmetli olamıyoruz ve bu bizim moralimizi bozuyor. Ama bozmamalı
çünkü elimizde okumak gibi büyük bir imkân var. Biz okuyarak kendi kısmetimizi
oluşturuyoruz. Allah bize Necm suresinin 39. Ayetinde “İnsan ancak çalıştığını
elde eder” buyuruyor. Yani başarmanın büyük bir kısmı bizim ellerimizde bulunuyor.
Yeter ki biz isteyelim ve okuyalım. Başarmak için çabalayalım. Biz öğrenciler
için ise bu başarının yolu okumaktan geçiyor. Bekleyerek, oturarak, hiçbir şeyi
başaramayız. Ünlü Fizikçi, dünyanın son yüzyıllarda en zeki insanı olarak
gösterilen Albert Einstein (Albırt Aynştayn) bir sözünde başarabilmeyi çok
güzel özetlemiştir: “ Dehanın 10’da 1’i yetenek 10’da 9’u çalışmaktır.”
Peki, ne okumalıyız? Kendi düşüncem şudur ki özellikle ilkokul ve ortaokul
yılları içerisinde okuyabildiğimiz kadar çok hikâye(öykü), roman, özellikle ve
özellikle şiir okumalıyız. Hangi kitapları okumalıyız diye bir soru sorulacak
olursa eğer MEB’in listelemiş olduğu Temel Türk ve Dünya klasikleri kitaplarını
okuyabiliriz. Bu listeyi de Genel Ağ(internet) üzerinden bulabiliriz. Bu
kitapları okumak hayal dünyamızı, ufkumuzu genişletecek kelime dağarcığımızı,
kelime bilgimizi çoğaltacaktır. Kitapların dışında ülkemizde her yaş aralığı
için yayınlanan süreli yayınlardan dergileri takip edebiliriz. Dergilerde kitaplardan
farklı olarak birçok konuda bilgiye ulaşabiliriz. Dergi okumak gayet de zevkli
bir iştir.
Nasıl okumalıyız? Genellikle sessiz bir şekilde kitap okuruz ki zaten olması
gereken de budur ama sesli kitap okumayı hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz. Çünkü
sesli kitap okumak güzel konuşma yeteneği için vazgeçilmez olan bir şeydir. Sesli
kitap okumak konuşmamızı geliştirir.
Velhasılı kelam(sonuç olarak) başarı kapısının anahtarı kitapların içinde saklıdır.
Bizim yapmamız gereken kitapları açıp, okuyup anahtarı bulup kapıyı açmaktır.
Okumayı sevmiyorum diyenlere de her zaman söylediğim bir söz vardır “Siz
okumayı sevmiyor değilsiniz, sadece henüz doğru/sevdiğiniz kitapla
karşılaşmamışsınız.”
Hiç yorum yok