Vildan Mutlu - Bir ders Boyunca
Bir perşembe günü cuma namazından çıkan
Yunus Hoca okuldaki dersine yetişmek için bu yağmurlu havada kahverengi
kundurasına kıyıp su akan yollarda koşmaya başladı. Bunu gören Beşiktaş-Galatasaray
maçından gelen Hikmet ve Yıldırım Hoca ellerindeki Şemsiyeyi Yunus Hoca’nın
gözlerinin önüne kadar ıslanmış saçlarının üzerine tuttular. Yunus, Hikmet ve
Yıldırım Hoca ellerindeki bir Şemsiyeyle okula doğru yürüyorlardı. Daha sonra
yanlarından bir hızla geçen Yasemin, Gönül, Zinet ve Meral Hocalarla karşılaştılar.
Onlara neden bu kadar acele ettiklerini sordular. Zinet Hoca onlara Şöyle bir
cevap verdi:
- Dersin başlamasına
bir dakika kaldı da o yüzden.
- O zaman koşalım,
der Yunus Hoca.
Koşarken ellerinde hem çiğ köfte hem de Şemsiye
olan Orhan ve Meryem Hoca’yı görürler. Onları da takıma alıp koşmaya devam
ederler. Orhan ve Meryem Hoca koşarken trigonometri çözerler; bunu gören Meral
Hoca, Yasemin Hoca’ya Malazgirt Savaşı’nı anlatmaya başlar. Zinet ve Gönül Hoca
Yasin suresini okurlar. Yunus Hoca tüm bu olanlara anlam veremezken bu seferde
Yıldırım Hoca Hikmet Hoca’ya nasıl koşulacağını koşarken anlatır. Yunus Hoca
herkes bir Şey yapıyor bende bir Şey yapayım der ve avazı çıktığı kadar
bağırarak kara tren türküsünü söyler. Bu zorlu süreç biter ve okulun bahçesine
ilk adımlarını atarlar. Birde ne görsünler Kaan hoca ve Büşra Hoca tüm 5.
sınıflarla dönme dolap oynuyorlar bu yağmurda. Hemen yanlarında okulu boyayan
Gözde Hoca, melodika çalan Hazel Hoca ve çamurdan pasta yapan Tuğçe Hoca
vardır. Fahrettin Hoca Köksal Hoca’yla basketbol oynuyorlardır ve bunları hamsi
yiyerek izleyen Adem Hoca da vardır. Teneffüs zilinin çalmasıyla yağmur biter
ve bütün hocalar derse girmek için hazırlanırlar
Vidan MUTLU - 7/E Sınıfı
Tomurcuk Dergisi 2018
Tomurcuk Dergisi 2018
Hiç yorum yok